İçinde insan olmayan köyü neyleyelim. Cennet bile yalnız çekilmez. İşte bu sayfada fırsat buldukça Denizköy'ün renkli simalarını sizlere tanıtacağız.
Bu sayfada yerlisiyle, yerleşeniyle, yazlıkçısı, kıslıkçısıyla köy sakinlerini tanıyacağız..
Portre yazılarınızı bekliyoruz. İlk portre protokolden... Genç muhtarımızın..
ŞABAN KILIÇ
Şaban evli ve iki çocuk babası. Hayatını kızları Melis ve Yeliz'e adamış... Tabii evinin sultanı biricik eşi Ersin hanımla paylaşıyor sorumlulukları.
Şaban'ın en büyük aşkı ise bizler gibi Denizköy...
"Köyüm için yapmayacağım şey yok. Çocuklarımıza, torunlarımıza çevreyle bütünleşmiş cennet gibi bir köy bırakmak için bir nefer gibi hizmete her an varım" diyor.
Denizköy'de yaz sezonunda "Şaban'ın Yeri" isimli bir Balık Restoran işletiyor. Köyün en büyük sıkıntısı olan su sorununu volkanik kayaçlardan çıkan demiri yüksek suyu arıtarak çözen genç Muhtar, "Binlerce ağaç dikip burayı tam bir cennete çevireceğiz" diyor..
OYA ÖZSÜLLÜ
Manisa’nın Demirci ilçesinde dünyaya gözlerini açtığında bu şirin afacanın ilerde bir Amazon savaşçısı gibi yılmaz, mert ve bir o kadar da sevgi yüklü olduğunu, ilk keşfeden annesi ve babası oldu.
Büyüdü, serpildi. Yolu Ereğlili ressam Seyfi Özsüllü ile kesişti. Hem sanatçı hem de resim öğretmeni olan bu ressamla hayatını birleştirdi.
Uzun yıllar İzmir’ in Bornova ilçesinde yaşamını sürdürdü.
Kabuğuna sığmaz yapısıyla çok işler yaparak, kendinden sonraki kuşaklara idol oldu. Adiloş Bebe adlı hediyelik eşya dükkânında hem kendi ürettiklerini, hem de üniversitede okuyan gençlerin el emeği göz nuru üretimlerini satarak onlara katkıda bulundu. İyi bir kasap ve mükemmel bir aşçı olduğunu kimsecikler bilmez. Bilen de peşini bırakmaz…
Çocukları büyüyünce kendini toplumsal faaliyetlere adadı. Bornova Halk Evi’ni kurarak yönetti.
Çeşitli folklorik derneklere destek verdi. Muazzam bilgi ve birikimlerini genç kuşaklara aktardı. Belediye Meclis Üyesi seçilerek yerel yönetimde yer aldı. Bornova’nın
Sosyo-Kültürel gelişiminde önemli bir rol oynadı. Sağlık Komisyonu , İmar Komisyonu üyeliği gibi görevlerin yanı sıra çevre komisyonu ve meclis toplantıları ile Bornova’nın gelişiminde önemli mücadeleler verdi. Sağlık ocağının genişletilmesi, tiyatro binasının yapımının hızlandırılması siyasetteki en keskin virajlarıdır.
Doğuştan Akdeniz anemisi hastalığı bulunan Oya hanımın bu tempolu yaşamı, sağlığını daha da bozarak evinin yakınında bulunan Ege Üniversitesi hastanesini ikinci adresi haline getirdi… Sık sık girdiği oksijen çadırları, hayatına çeki düzen vermesi gerektiğini anlamasına neden oldu.
Hastaneden kaçma vukuatlarından birinde, kendisi gibi çılgın bir arkadaşına uydu ve 1992 yılının Eylül ayında, Denizköy’e gitme gafletinde bulundu. Görür görmez sevdalısı olmuştu buranın. Artık iflah etmezdi. Hafta sonları Denizköy’e koşturup geliyor, ciğerlerine alabildiğince bol oksijenli havayı doldurup öyle dönüyordu. Her köye gelişinde kendini daha iyi hissettiğini fark etti. O da her gelen gibi arsa ev arayışına başladı. Sonunda Manisa merkezli bir kooperatife üye oldular. Yıllar geçtikçe hastane ziyaretleri sıklaşıyordu.
Oksijen tüpleri , kan takviyesi. Artık gına gelmişti.
Evleri teslim edilince, sağlığı için ani bir kararla Denizköy’e yerleşti. Çiçek yetiştirdi , dağlarda yürüdü, mantar topladı, gün batımlarını yaşadı. Bir yıl gibi bir zaman içinde sağlığına kavuştu.
Kızı Aylin Özsüllü (TAV İnşaat Genel Müdürü), oğlu Alpay Özsüllü (Maden Mühendisi) onu hayata bağlayan en önemli iki varlığıdır. Anneanne olunca, biricik torunu Yiğit için İstanbul’a göç etti…
Her Eylül ayında, sahilde kimseler yokken onu denizde çocuklar gibi şen ve mutlu bulabilirsiniz...
|