DENİZKÖY’DE BU YAZ

Denizköy’de bu yıl Ağustos ayının 6 gününü yaşadığımız çok ama çok güzel bir tatil geçirdik. Tadına doyamadık…
Balıklarla yüzdük, inanılmaz bir haz. Denizköy aşığı olarak sanki diğer bir yarımız orda kalmışçasına döndük… Hala dilimizden düşürmüyoruz. Huzur ve dinginlik samimiyet ve rahatlık ayrıca bir özelliği Denizköy’ün…

Yaşadığımız bize özel ama sizlerle mutlaka paylaşmak istediğimiz anlar var… Buradan yazarak nasıl anlatılır? Yaşanması gerek… Yinede sizlere aktarmalıyız… Çoğul yazıyorum, çünkü bu yazımızı da yine tatilimizi beraber paylaştığımız dostlarımız Ayhan ve Hakan ile beraber yazıyoruz. Ben Dilek… Kızlarım Ayça ve Gülce, yani 5 kişiydik burada… Ki o anları, 5 yıldızlı her şey dâhil otellere değişmeyeceğimiz ortak konuşmamızdı.

Sabahımızdan bahsedelim… Emin kardeşimizin getirdiği çayla Denizköy’ün sahilinde kahvaltı zevki... Bu arada; kahvaltılıklar kendimize ait… Öyle olmasını istediğimiz için… İsterseniz Emin’in annesinin yaptığı patlıcanlı gözlemelerden yemenizi ısrarla tavsiye ederiz…


Diyelim denize girdiniz, yüzdünüz… Haliyle insan böyle yerlerde çabuk acıkıyor, iştahı açılıyor… Kahvaltı ettiğiniz yerden ayrılıp hemen yanındaki Deniz Motel’e ait olan alana geçiyoruz… Serkan bize patates kızartmasıyla buz gibi bira getiriyor… Bu arada siz Deniz Motel’in denize nazır masalarına kurulup, diz üstü bilgisayarınızla internete bağlanıp, canlı canlı yakınlarınızla o anları paylaşıyorsunuz. İsteyen sanal dünyada gezinirken, yenilmeye doymayan Hakancığımla tavla oynuyor, bi yandan da buz gibi biralarımızı yudumluyoruz.

Akşam yemeğiniz şimdiden belli… Balıklar buzlukta, kızarmaya hazır sizi bekliyor. Gece geç saatlere kadar buradayız… Sahildeki şezlonglara uzanıp yıldızlara bakarken, deniz size eşlik ediyor… Şöyle bir şarkı mırıldanıyor, eskilerden… İzmir aşığı Dario Moreno’nun kadife sesi tırmanıyor yıldızlara; “Deniz ve mehtap, sordular seni, neredesin?..
Biz buradayız… Sizler nerdesiniz?..
Burada olmanız ve bizlerle de bu güzellikleri paylaşmanız dileğimiz…
Tüm Denizköy âşıklarına ve gelip görüp âşık olacaklara sevgilerimizle…

Objektifimize takılanlardan bazılarını da sizlerle paylaşalım istedik… Hoşça kalın… Dileğimiz, sizlerin de bu eşsiz güzellikleri yaşaması...
Dilek, Ayhan, Hakan, Ayça ve Gülce

Bu tabloyu hangi ressam böyle çizebilir ki? İki rengin güzelliği...


İşte kaldığımız evin yolu...


Çınaraltı'ndaki bu masalar boş sanmayın, rezerve... Sahipleri denizde...


Heyyy!... Kahveleriniz soğuyor kardeş...

Bu arkadaşlar Denizköy'deki muhteşem gün batımını izlemek için bekliyor...


Hakan sık sık Gülce'ye Denizköy'de internetin kablosuz olduğunu hatırlattı!..

Ve sonunda Hakancığımız, Denizköy'deki güzellikleri görüp yaşayınca aynen böyle çarpıldı!!! Şimdi Ankara'daki yoğun mesaisinde... Gelecek yazı iple çekiyor... (Hişşt kardeş!... Fotoğrafın tarihi doğru saati yanlış)